2 Şubat 2010 Salı

"Erbain (Kırkıncı Gün) Ziyareti Nedir?"

Allahumme salli ala Muhammed ve Al-i Muhammed ve accil ferecehum vel an ada ehum.

“İşte Allah, iman edip salih amellerde bulunan kullarına böyle müjde vermektedir. De ki: Bu Risaletime karşılık, sadece Ehli Beyt’ime sevgi istiyorum...” (Şura, 23).

"Ayetlerimizi inkâr etmiş ve kâfir olarak ölenlere gelince, işte, Allah’ın, meleklerin ve tüm insanların laneti onların üzerinedir." (Bakara, 161).

"İndirdiğimiz açık delilleri ve hidayeti gizleyenler var ya işte onlara hem Allah lanet eder hem de bütün lanet ediciler lanet eder." (Bakara, 159).


4 Şubat 2009 Perşembe, Hicri Sefer Ayının 20’si, ALLAHU TEÂLÂ’NIN İMAM’I, Mahlûkuna HÜCCETİ; RESULULLAH sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’in MASUM EVLADI ve HAK HALİFESİ; HZ. FATIMA ZEHRA selamullahi aleyha ve Müminlerin Emiri ŞAHI VELAYET İMAM ALİ MURTEZA aleyhisselam’ın EVLADI; EHLİ BEYT İMAMLARININ (aleyhimusselam) ÜÇÜNCÜSÜ, İMAM HÜSEYİN aleyhisselam’ın, Emevi Halifesi Yezid (Allah Ona, babalarına ve evlatlarına lanet etsin) lanetisi tarafından ŞEHİD edilişinin KIRKINCI GÜNÜ; yani ERBAİN’dir. Dolayısıyla 3 Şubat 2009 Çarşamba Gecesi ve 4 Şubat 2009 Perşembe Gündüzü ERBAİN GÜNÜDÜR. Bu vesileyle Allah Yezide, babasına, askerlerine, önceki ve sonraki ZALİMLERE ve ehline, lanet etsin. Öyle bir lanet ki, Cehennem Ehli bu lanetten âmânda olmayı dilesin, İnşaallah...
Ezelen ve ebeden. Daimen ve Sermeda…


ERBAİN ZİYARETİ NEDİR?


Erbain, İmam Hüseyin aleyhisselam’ın evlatları ve ashabıyla KERBELÂ’DA Şehid edilişinin Kırkıncı Günüdür. Ve bu gün ERBAİN olarak adlandırılmıştır. Bu Gün’de Müminlerin İmam Hüseyin aleyhisselam’ı ziyaret etmeleri emrolunmuş ve bu ziyaret ERBAİN ZİYARETİ olarak adlandırılmış ve bu ziyareti yapmak MÜMİNLERİN ALAMETLERİNDEN BİRİSİ OLARAK BUYRULMUŞTUR.

Aşağıdaki hadiste İmam Hasan Askeri aleyhisselam şöyle buyurmaktadır:

“İmam Hasan Askeriden (aleyhisselam) şöyle rivayet edilmiştir: “Müminin alameti beştir: “Elli bir rekât namaz kılmak (On yedi Rekât Vacib Namaz, Otuz Dört Rekât da Müstehap (Sünnet) Namaz), ERBAİN ZİYARETİ, sağ ele yüzük takmak, alnı yere koymak (toprağa secde etmek), namazda Besmeleyi açıktan (yüksek sesle) okumak.”

Biharu'l-Envar, c.101, s. 329.


“Tehzib” ve “Misbah” kitaplarından Sefvan-ı Cemmal’ın naklettiği hadiste, İmam Cafer Sadık aleyhisselam’ın ERBAİN’de İmam Hüseyin aleyhisselam’ın ziyaret edilmesini emretmiştir. Ve bu ziyarette de ERBAİN ZİYARETİ diye meşhur olan ve şu Dua’nın okunmasını emretmiştir.”
Ve şöyle buyurmuştur: “Güneş yükselince İmam Hüseyin aleyhisselam’ı şöyle ziyaret et:”

اَلسَّلامُ عَلى وَلِيِّ اللهِ وَحَبيبِهِ، اَلسَّلامُ عَلى خَليلِ اللهِ وَنَجيبِهِ، اَلسَّلامُ عَلى صَفِيِّ اللهِ وَابْنِ صَفِيِّهِ، اَلسَّلامُ عَلى الْحُسَيْنِ الْمَظْلُومِ الشَّهيدِ، اَلسَّلامُ على اَسيرِ الْكُرُباتِ وَقَتيلِ الْعَبَراتِ.
اَللّـهُمَّ اِنّي اَشْهَدُ اَنَّهُ وَلِيُّكَ وَابْنُ وَلِيِّكَ وَصَفِيُّكَ وَابْنُ صَفِيِّكَ الْفائِزُ بِكَرامَتِكَ، اَكْرَمْتَهُ بِالشَّهادَةِ وَحَبَوْتَهُ بِالسَّعادَةِ، وَاَجْتَبَيْتَهُ بِطيبِ الْوِلادَةِ، وَجَعَلْتَهُ سَيِّداً مِنَ السادَةِ، وَقائِداً مِنَ الْقادَةِ، وَذائِداً مِنْ الْذادَةِ، وَاَعْطَيْتَهُ مَواريثَ الأَنْبِياءِ، وَجَعَلْتَهُ حُجَّةً عَلى خَلْقِكَ مِنَ الأَوْصِياءِ، فَاَعْذَرَ في الدُّعاءِ وَمَنَحَ
* النُّصْحَ، وَبَذَلَ مُهْجَتَهُ فيكَ لِيَسْتَنْقِذَ عِبادَكَ مِنَ الْجَهالَةِ وَحَيْرَةِ الضَّلالَةِ، وَقَدْ تَوازَرَ عَلَيْهِ مَنْ غَرَّتْهُ الدُّنْيا، وَباعَ حَظَّهُ بِالأَرْذَلِ الأَدْنى، وَشَرى آخِرَتَهُ بِالَّثمَنِ الأَوْكَسِ، وَتَغَطْرَسَ وَتَرَدّى فِي هَواهُ، وَاَسْخَطَكَ وَاَسْخَطَ نَبِيَّكَ، وَاَطاعَ مِنْ عِبادِكَ اَهْلَ الشِّقاقِ وَالنِّفاقِ وَحَمَلَةَ الأَوْزارِ الْمُسْتَوْجِبينَ النّارَ، فَجاهَدَهُمْ فيكَ صابِراً مُحْتَسِباً حَتّى سُفِكَ فِي طاعَتِكَ دَمُهُ وَاسْتُبيحَ حَريمُهُ.
اَللّـهُمَّ فَالْعَنْهُمْ لَعْناً وَبيلاً وَعَذِّبْهُمْ عَذاباً اَليماً، اَلسَّلامُ عَلَيْكَ يَا بْنَ رَسُولِ اللهِ، اَلسَّلامُ عَلَيْكَ يَا بْنَ سَيِّدِ الأَوْصِياءِ، اَشْهَدُ اَنَّكَ اَمينُ اللهِ وَابْنُ اَمينِهِ، عِشْتَ سَعيداً وَمَضَيْتَ حَميداً وَمُتَّ فَقيداً مَظْلُوماً شَهيداً.
وَاَشْهَدُ اَنَّ اللهَ مُنْجِزٌ ما وَعَدَكَ، وَمُهْلِكٌ مَنْ خَذَلَكَ، وَمُعَذِّبٌ مَنْ قَتَلَكَ، وَاَشْهَدُ اَنَّكَ وَفَيْتَ بِعَهْدِ اللهِ وَجاهَدْتَ فِي سَبيلِهِ حَتّى اَتَاكَ الْيَقينُ، فَلَعَنَ اللهُ مَنْ قَتَلَكَ، وَلَعَنَ اللهُ مَنْ ظَلَمَكَ، وَلَعَنَ اللهُ اُمَّةً سَ
مِعَتْ بِذلِكَ فَرَضِيَتْ بِهِ.*
اَللّـهُمَّ اِنّي اُشْهِدُكَ اَنّي وَلِيٌّ لِمَنْ والاهُ وَعَدُوٌّ لِمَنْ عاداهُ، بِاَبي اَنْتَ وَاُمّي يَا بْنَ رَسُولِ اللهِ، اَشْهَدُ اَنَّكَ كُنْتَ نُوراً فىِ الأَصْلابِ الشّامِخَةِ وَالأَرْحامِ الْمُطَهَّرَةِ، لَمْ تُنَجِّسْكَ الْجاهِلِيَّةُ بِاَنْجاسِها وَلَمْ تُلْبِسْكَ الْمُدْلَهِمّاتُ مِنْ ثِيابِها، وَاَشْهَدُ اَنَّكَ مِنْ دَعائِمِ الدّينِ وَاَرْكانِ الْمُسْلِمينَ وَمَعْقِلِ الْمُؤْمِنينَ، وَاَشْهَدُ اَنَّكَ الاِمامُ الْبَرُّ التَّقِيُّ الرَّضِيُّ الزَّكِيُّ الْهادِي الْمَهْدِيُّ، وَاَشْهَدُ اَنَّ الأَئِمَّةَ مِنْ وُلْدِكَ كَلِمَةُ التَّقْوى وَاَعْلامُ الْهُدى وَالْعُرْوَةُ الْوُثْقى، وَالْحُجَّةُ على اَهْلِ الدُّنْيا، وَاَشْهَدُ اَنّي بِكُمْ مُؤْمِنٌ وَبِاِيابِكُمْ، مُوقِنٌ بِشَرايِعِ ديني وَخَواتيمِ عَمَلي، وَقَلْبي لِقَلْبِكُمْ سِلْمٌ وَاَمْري لاَِمْرِكُمْ مُتَّبِعٌ وَنُصْرَتي لَكُمْ مُعَدَّةٌ حَتّى يَأذَنَ اللهُ لَكُمْ، فَمَعَكُمْ مَعَكُمْ لا مَعَ عَدُوِّكُمْ صَلَواتُ اللهِ عَلَيْكُمْ وَعلى اَرْواحِكُمْ وَاَجْسادِكُمْ وَشاهِدِكُمْ وَغائِبِكُمْ وَظاهِرِكُمْ وَباطِنِكُمْ آمينَ رَبَّ الْعالِمينَ.


“Selam olsun Allahın velisine ve habibine. Selam olsun Allahın dostuna ve seçtiğine. Selam olsun Allahın halis kuluna ve halis kulunun oğluna. Selam olsun mazlum ve şehit Huseyn’e (aleyhisselam). Selam olsun bela ve hüzünler esirine ve gözyaşlarıyla katledilene.Allah’ım! Şehadet ederim ki O senin lütfun ve ikramınla kurtuluşa eren velin ve velinin oğludur, Seçkin kulun ve seçkin kulunun oğludur. Sen kendisine şahadetle lütufta bulundun, saadete has kıldın, soyunun temiz olmasıyla seçtin, Onu yüce kişilerden yüce bir kişi, önderlerden bir önder ve savunanlardan bir savunucu kıldın, kendisine bütün velilerin mirasını verdin, vasilerden kılıp yaratıklarına hüccet ettin. O da halka hücceti tamamladı ve ümmete mazeret bırakmadı, yumuşaklıkla nasihat etti ve kullarını cehaletten ve delalet şaşkınlığından kurtarmak için senin yolunda kanını akıttı. Dünyanın aldattığı ve payını dünyanın değersiz alçak metasına ve ahiretini en değersiz paraya satan, heva ve hevesine dalan ve alçalan kimseler Onun aleyhine birleştiler ve Ona sitem ettiler. Onlar öyle kişilerdir ki seni ve nebini öfkelendirdiler ve kullarının ateşi hak eden omuzlarında ağır günah yükünü taşıyan, şekavet ve nifak ehli kimselere itaat ettiler. O da sabır ve tahammül ederek senin yolunda onlarla cihat etti. Nihayet sana itaat yolunda kanı döküldü ve saygınlığını çiğnemek mubah bilindi. Allah’ım onlara şiddetli bir lanetle lanet et ve onları acılı bir azapla azaplandır.
Selam olsun sana ey Resulullah’ın (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) oğlu. Selam olsun sana ey vasilerin efendisinin oğlu. Şehadet ederim ki sen Allahın emini ve emininin oğlusun. Saadetli yaşadın ve beğenilmiş olarak geçip gittin, adsız, sansız, mazlum ve şehit olarak dünyadan göçtün. Şehadet ederim ki Allah sana vaat ettiği şeyi gerçekleştirecek, sana yardım etmeyip seni alçaltanı helak edecek ve seni katledeni azaplandıracaktır. Şehadet ederim ki sen Allahın ahdine vefa ettin, ölüm gelip seni buluncaya kadar Allah yolunda cihat ettin. Seni katledenlere Allah lanet etsin, sana zulmedenlere Allah lanet etsin, bunu duyup da razı olanlara Allah lanet etsin. Allah’ım seni şahit tutuyorum ki ben Onun dostuyla dost ve Onun düşmanıyla düşmanım. Anam babam sana feda olsun ey Resulullah’ın (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) oğlu! Şehadet ederim ki sen yüce sülblerde ve temiz rahimlerde bir nurdun. Cahiliyet devri tüm necasetleriyle seni kirletemedi ve cahiliyetin zifiri karanlıkları sana cahiliyet elbiselerinden giydiremedi. Şehadet ederim ki sen dinin direklerinden, Müslümanların rükunlarından ve müminlerin sığınaklarındansın. Şehadet ederim ki sen iyi, takvalı, beğenilmiş, arınmış, hidayet edici ve hidayet üzere bir imamsın. Şehadet ederim ki senin evlatlarından olan imamların hepsi takva nişanesi, hidayet bayrakları, sağlam kulp ve dünya ehline Allahın hüccetidirler. Şehadet ederim ki ben size ve sizin dönüşünüze inanıyorum, dinimin ahkâmına ve amelimin sonuçlarına yakinim vardır. Kalbim sizin kalbinize teslimdir ve işlerim sizin işlerinize tabidir. Allah izin verdiği an size yardımım hazırdır. O halde ben sizinleyim sizinle, düşmanlarınızla değil. Allahın rahmeti sizin üzerinize, sizin ruhlarınıza, sizin cesetlerinize, sizin hazırınıza, sizin gizlinize, sizin zahirinize ve sizin batınınıza olsun. Duama icabet et ey âlemlerin Rabbi!”

Sonra iki rekât namaz kıl ve istediğin duayı ederek geri dön.”


Şeyh Tusî (ra), "et-Tehzib" ve "Misbah-ul Müteheccid; Şeyh Abbas Kummi (ra), Mefatih-ul Cenan."

Yine İmam Cafer Sadık aleyhisselam başka bir hadiste şöyle buyurmuştur:

“Hannan b. Sudeyr'den, babasından şöyle rivayet edilmiştir: İmam Cafer Sadık (aleyhisselam) bana, "Ey Sudeyr! Her gün İmam Hüseyin'i (aleyhisselam) ziyaret ediyor musun?" diye sordu. Ben, "Hayır, fedanız olayım" diye arz ettim. İmam Cafer Sadık (aleyhisselam), "Siz ne kadar da cefakârsınız!" buyurdu, "Acaba her Cuma günü onu ziyaret ediyor musunuz?" bu-yurdu. Ben, "Hayır" dedim. İmam (aleyhisselam), "Her ayda ziyaret ediyor musunuz peki?" buyurdu. Ben yine, "Hayır" cevabını verdim. İmam (aleyhisselam), "Her yılda ziyaret ediyor musunuz?" buyurdu. Ben, "Ziyaret ettiğim bazı yıllar olmuştur" dedim. Bunun üzerine İmam Cafer Sadık (aleyhisselam), "Ey Sudeyr!" buyurdu; "Siz İmam Hüseyin'e karşı ne kadar da cefa ediyorsunuz! Allah Teâlâ’nın iki bin bin (iki milyon) meleğinin ("Tehzib ve Men La Yehzuruhu'l-Fakih" kitabındaki rivayete göre bin bin -yani bir milyon- meleğinin) saçları dağınık ve toz-toprak içeri-sinde İmam Hüseyin'e (aleyhisselam) ağlayarak onu ziyaret ettiğini ve bu konuda asla yorulup gevşeklik göstermediklerini bilmiyor musunuz? Ey Sudeyr her Cuma günü beş defa ve her gün bir defa neden Hüseyin'in (aleyhisselam) kabrini ziyaret etmiyorsun?" Ben, "Fedanız olayım; onunla arasında çok uzun bir mesafe var" dedim. İmam (aleyhisselam) bunun üzerine, "Evinin damına çıkarak sağ ve sol tarafına bak. Sonra başını gökyüzüne kaldırarak İmam Hüseyin'in (aleyhisselam) kabrine taraf yönelerek şöyle de:
اَلسَّلامُ عَلَيْكَ يا اَبا عَبْدِاللهِ، السَّلامُ عَلَيكَ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكاتُهُ
"Selam olsun sana ya Eba Abdillah, Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketleri senin üzerine olsun."
Böyle yapacak olursan senin hakkında hac ve umre ziyareti yazılır."
Sudeyr diyor ki, "Ben çoğu zaman bu ameli bir ayda yirmiden fazla yaptım."


Mefatih-ul Cenan.

“İmam Rıza aleyhisselam’ın ashabından olan Seyyid Ali Hüseyini şöyle naklediyor:
Ben, Ali bin Musa er- Rıza aleyhisselam’ın komşusu idim. Aşura günü olduğunda, din kardeşlerimizden bir kişi İmam Hüseyin aleyhisselam’ın maktelini (katledilme olayını) okuyordu. İmam Bakır aleyhisselam’ın buyurmuş olduğu şu rivayete yetişti:
“Kimin gözlerinden sivrisineğin kanadı kadar gözyaşı akarsa, Allah Teâlâ onun günahlarını, denizin köpüğü kadar da olsa affeder.”
O mecliste, ilim iddiasında bulunan cahil bir şahıs da vardı. Mezkûr hadisin doğru olmadığı düşüncesindeydi. Hz. Hüseyin’e (aleyhisselam) o kadar az ağlamanın nasıl olur da bu kadar büyük sevabı olabilir? Diyordu. Bu konu hakkında onunla çok tartıştık, sonunda da saplantısından kurtulmadan kalkıp gitti. O gece öylece geçti, sabah olunca yanımıza gelerek dün gece söylemiş olduğu sözlerden dolayı özür diledi; pişman olduğunu dile getirip şunları anlattı:
“Dün gece şöyle bir rüya gördüm: Kıyamet kopmuş, cehennemin üzerine sırat köprüsü çekilmiş ve cenneti süslemişlerdi. O esnada hava çok sıcak oldu, susuzluk bana galebe çaldı. Sağ tarafıma baktığımda Kevser havuzunu gördüm. O havuzun kenarında iki kişiyle bir kadın durmuşlardı. Onların yüzlerinin nuru mahşer çölünü aydınlatmıştı; kendileri de siyah elbise giyip ağlıyorlardı. Bir adamdan: “Kevser havuzunun başında duran bu şahıslar kimlerdir?” diye sordum.
Cevaben dedi ki: “Onlardan biri Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem)’dır, diğeri Aliyy’ul Murtaza (aleyhisselam) ’dır, kadın ise Fatımat’uz- Zehra (selamullahi aleyha)’dır.”
Dedim ki: Neden siyah elbise giymişler, neden ağlıyorlar?
Dedi ki: “Bu günün Aşura günü olduğunu bilmiyor musun?”
Dedim ki: Aşura günü, İmam Hüseyin’in Kerbela’da şehit olduğu gündür, onlar öyleyse bu yüzden siyah elbise giymiş ağlıyorlar.
Daha sonra Hz. Fatıma (selamullahi aleyha)’nın yanına giderek şöyle dedim: “Ey Resulullah’ın kızı! Susuzum.”
Hz. Fatıma (selamullahi aleyha) öfkeli bir halde bana bakarak şöyle dedi:
“Sen kalbimin meyvesi, gözümün nuru olan oğlum Hüseyin’e ağlamanın faziletini inkâr eden şahıs değil misin? Onu haksız yere, zulümle şehit etmişlerdir. Allah’ın laneti onları katleden, onlara zulüm eden ve onları su içmekten men eden kimselerin üzerine olsun.”
Bu halde iken uykudan uyandım ve kendi sözümden pişman oldum, şimdi de kusurumu affetmeniz için sizden özür diliyorum.”

Bihar, c. 44, s. 293.

İmâm Cafer-i Sadık (a.s):
"Yerde veya gökte bulunan bütün peygamberler, Kerbelâ'yı ziyâret etmek için Allah Tebâreke ve Teâlâ'dan izin dilerler ve gurup grup ziyaret için inip çıkarlar."

Bihar-ul Envâr, c. 98, s.109.

İmâm Cafer-i Sadık (a.s):
"Yerde veya gökte bulunan bütün melekler, Kerbelâ'yı ziyâret etmek için Allah Tebâreke ve Teâlâ'dan izin dilerler ve gurup grup ziyaret için inip çıkarlar."

Müstedrek-ul Vesâil, c. 10, s. 244.

..............

Allahu Teâlâ’nın, Resulü sallallahu sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’in, Ehli Beyt İmamları aleyhimusselam’ın, Yüz yirmi Dört Bin Peygamberin, Cümle Müminlerin, Cümle Meleklerin laneti:
Ehli Beyt aleyhimusselama isyan edip şehid edenlere;
Ehli Beyt alehimusselam’ın muhaliflerine ve düşmanlarına; Onların bayraktarlığını yapıp işlerini ihya eden zalimlere ve bu zulme razı olanların üzerine olsun, İNŞAALLAH!

ÖYLE BİR LANET Kİ CEHENNEM EHLİ BU LANETTEN ÂMÂNDA OLMAYI DİLESİN İNŞAALLAH!
EZELEN ve EBEDEN ve DAİMEN ve SERMEDA..............

Allahu Teâlâ’nın selam, afiyet, rahmet ve bereketi:
Ehli Beyt aleyhimusselam’ın Şialarının, sevenlerinin ve taraftarlarının üzerine olsun, İnşaallah.

Rabbim, İmam-ı Zaman aleyhisselam’ın zuhurunu acil eylesin, İnşallah. Ve Bizi İmam-ı Zaman aleyhisselam’ın askerlerinden karar kılsın, İnşallah! Ve Bizi Zülfikâr’ın gölgesinde, Ehl-i Beyt aleyhimusselam’ın, intikamcılarından olmayı nasip etsin, İnşallah!


“İşte Allah, iman edip salih amellerde bulunan kullarına böyle müjde vermektedir. De ki: Bu Risaletime karşılık, sadece Ehli Beyt’ime sevgi istiyorum...” (Şura, 23).

"Ayetlerimizi inkâr etmiş ve kâfir olarak ölenlere gelince, işte, Allah’ın, meleklerin ve tüm insanların laneti onların üzerinedir." (Bakara, 161).

"İndirdiğimiz açık delilleri ve hidayeti gizleyenler var ya işte onlara hem Allah lanet eder hem de bütün lanet ediciler lanet eder." (Bakara, 159).


“Bu azı Bizden kabul eyle, Ya Mevla!”

www.kerrar.com: Hak âşıklarının adresi.

Allahumme salli ala Muhammed ve Al-i Muhammed ve accil ferecehum vel an ada ehum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder